GÜL BAHÇESİ

Zamanın birinde bir kentte dünyalar güzeli bir kız yaşarmış. Evlilik vakti geldiğinde tüm gençler sıraya girmişler ama kız hiçbirini beğenmezmiş.

Kentin en yakışıklı erkeği gelmiş ama kız onunla görüşmeyi bile kabul etmemiş nasılsa bana layık değildir demiş. Yakışıklı genç çok üzülmüş.

Aradan yıllar geçmiş ve o yakışıklı genç bir gün uzaktan dünyalar güzeli kızı görmüş merak etmiş nasıl biriyle evlendi acaba diye ve onu takip etmiş. Kız ahşap kötü bir eve girmiş, genç beklemiş bir süre sonra kapıda çirkin göbekli ve kel bir adam görünmüş dünyalar güzeli kız onu uğurluyormuş. Adam çıktıktan sonra genç evin kapısını çalmış, güzel kız kapıyı açmış.

Merhaba ben yıllar önce sizi istediğimde beni görmek bile istemediğiniz gencim fakat nasıl oldu da beni reddettiniz ve şimdi bu çirkin adamlamı evlisiniz diye sormuş.

Kız cevap verir; Eğer o eski günlerime dönebilseydin köleniz olurdum demiş ve konuşurken ağlıyormuş. -şimdi sizden birşey isteyeceğim, şu adreste bir gül bahçesi var oraya gidip bahçenin en güzel gülünü bana getirirmisiniz? Birde şartım var asla geri dönmeyeceksiniz. “-tamam” der yakışıklı genç ve gider. Bahçeye gelir başlar güllere bakmaya belki ilerde daha güzelini bulurum diyerek tüm bahçeyi geçer bakar ki bahçenin sonuna gelmiş. Geride daha güzel güller vardı ama bahçenin sonuna geldim deyip oradan herhengi bir gülü kopartıp kızın kapısına gider. Kız bahçenin en güzel gülü bumu der, gülün yapraklarının bazıları kopmuş ve hiçte güzel değildir.

Yakışılklı genç aslında daha güzelleri vardı fakat daha güzeli vardır diye bahçenin sonuna geldim ve bunu kopartıp geldim der. Kız, işte bende aynısını yaptım daha yakışıklı biri gelir diye tüm gençleri geri çevirdim ve artık istiyenim kalmadığında en iyisi az önce gördüğünüz kişiydi der…

Çok doğru ve gerçekte olan bir hikaye, günümüzde okuyup çalışma hayatına başlayan kızlar belki daha iyisi olur düşüncesiyle evliliğe karar veremiyorlar…