mersin cennet cehennem mağaraları

CENNET VE CEHENNEM MAĞARASINI MERAK EDENLER İÇİN GEZİ REHBERİ

Mersin’de katıldığım bir gezide gördüğüm ve öğrendiğim tüm güzelliklerden sizlere de bahsetmek istiyorum. Narlıkuyu mevkiinde bulunan cennet ve cehennem mağaraları ile kanlı divane edı verilen bizans döneminin tarihi kalıntılarının bulunduğu tarihi bir şehir gezimiz boyunca gezip gördüğümüz ve öğrendiğimiz yerler. Ben şimdi her birini ayrı ayrı rehberimizin anlattıkları ışığında sizlere anlatacağım. Bu yazımda gördüğünüz tüm fotoğrafları da kendim çektim ve tüm yorumlar da bana aittir.

Şimdiki gezi noktamız Narlıkuyu mevkii cennet ve cehennem. Büyük bir merakla cennet cehennemi görmek ve oluşumu öğrenmek için duruyoruz. Öncelikle rehberimiz anlatırken dikkatle dinliyoruz. Rehberimiz önce cehennem çukurunu görmemizi tavsiye ediyor. Cennet obruğundan sonra yorgun düşeceğimizi söylüyor ve şu bilgileri veriyor.

Cehennem Çukuru:

Cennet çöküğünün 75 metre kuzeyindeki cehennem çukuru da cennet çöküğü gibi oluşmuştur. Ağız çember çapları 50 metre ve 75 metre, derinliği 128 metredir. Kenarları içbükey olduğu için içerisine inmek mümkün olmamaktadır. Mitolojiye göre Zeus, alevler kusan yüz başlı ejderha Typhon’u buradaki bir kavgada yendikten sonra, onu Etna Yanardağı’nın altına sonsuza dek kapatmadan önce bir süre cehennem çukuruna hapsetmiştir. Cehennem çukuruna yüksek bir balkondan bakıyorsunuz ve inanın aşağıya baktığınızda başınız dönüyor ve ürküyorsunuz.

Cennet Çöküğü:

Bir yeraltı deresinin yol açtığı kimyasal erozyonla tavanın çökmesi sonucu meydana gelmiş büyük bir çukurdur. Elips biçimindeki ağız kısmı 250 metre ve 110 metre olup derinliği 70 metredir. Çökük tabanının güney ucunda 200 metre uzunluğunda ve en derin noktası 135 metre olan büyük bir mağara girişi ve bu mağaranın ağzında küçük bir kilise vardır.

Şapel diyebileceğimiz bu küçük kilisenin kapısındaki 4 satırlık kitabede, bu kilisenin V. yüzyılda Paulus adında dindar bir kişi tarafından Meryem Ana’ya itafen yaptırılmış olduğu yazılıdır. Cennet köşkünün içine herbiri oldukça geniş, 452 basamaklı taş merdivenle inilir. Kiliseye 300. basamakta varılır.

Kiliseden sonraki mağaranın bitim noktasında mitolojik bir yeraltı deresinin sesi duyulur. Daha önceden görüldüğü söylenen bu derenin sesi adeta bir şelale akıyormuş gibi duyuluyor. Narlıkuyu mevkiinde denize döküldüğü yerde dereyi hissedebiliyorsunuz. Denizin içerinde çıkan kabarcıklar ve soğuk suyu hissettiğinizde derenin buradan denize döküldüğü farkediliyor. Büyük bir merak içerisinde cennet obruğuna iniyoruz. Kiliseden sonraki merdiven basamakları ıslak ve adeta çamur içerisinde ve kaygan bir zemin var. Mağara içerisinde yukarıdan sular damlıyor. Işıklandırılmış mağara içinde basamaklarla devam ediyorsunuz ve akan derenin sesini duyuyorsunuz. Cennet olarak nitelendirilmesinin sebebi bu su sesi ve çok serin olmasıymış. Eski zamanlarda sıcaktan bunalan insanlar bu obruğun içerisindeki mağarada serinleyip ohhh burası cennetmiş dedikleri için buraya cennet çöküğü adı verilmiş. Cennet obruğundan geri çıkarken indiğinize pişman oluyorsunuz bunu söylemeden geçemeyeceğim. Gerçekten değermiydi diyorsunuz ve en az bir hafta boyunca bacaklarınız ağrıyor. Sıcağın altında çıktığınız 500′e yakın geniş çıkılan basamak inanın çok yoruyor. Şahsen ben cennet cehennem’e giderken daha farklı bir beklentim vardı. Cennet bölümünde şelalelerin aktığı yemyeşil bir mekan bekliyordum fakat beklediğimi bulamadım diyebilirim. Tabiki çok merak edenler varsa sıcağı ve yüksek merdivenleri göze alarak buraya inmeli.

Kanlı Divane:

Kanlı divane Mersin ilçesi Erdemli- Silifke karayolunun 3 km. kuzeyindedir. Antik çağdaki adı, Kanytelis olan kent büyük bir obruğun etrafında kurulmuştur. Burası Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yerleşim merkezi olarak kullanılmıştır.

Hellenistik Kule, bazalikalar ve nekropoller en önemli kalıntılarıdır. Bu eski yerleşim yerinin tam ortasında bir arena bulunuyor. Derin bir çukurun ortasında bulunan arenada rivayete göre aslan gibi vahşi hayvanlar besleniyormuş. Suçlular ve esirler bu aslanlara atılarak cezalandırılıyormuş.

Kanlı divane ismini almasının sebebide bu arenada pekçok insanın hayvanlara yem edilip öldürülmesinden ve çok kan dökülmesinden kaynaklanıyormuş. Yıkılmaya yüz tutmuş olan tarihi kalıntıların ortasında ki bu arena insana çok ürkütücü ve korkunç geliyor doğrusu. Tarihi ve yaşananları gözümüzde canlandırmamızı sağlayan bu görülmeye değer mekanın hemen yanında ki şirin dinlenme mekanında yöreye ait mis gibi kekik çayını içebilir, taze portakal ve nar suyu ile serinleyebilirsiniz.

Peki böyle bir gezide ne yemeliyiz. Bizi Lagos Restorant isimli deniz kenarı bir mekana götürdüler ve inanın çok memnun kaldık. Burada çeşitli balık ürünleri, karides, kalamar, lagos balığı, bol salata, yöreye özgü dağ koruğu turşusu, yine yöresel lokma tatlısı size nefis bir öğle yemeği ziyafeti olacaktır. Mersin’i Cennet ve Cehennem’i merak edip görmek isteyenler varsa iyi gezmeler dilerim..
Admin: Serpil Özyaman

 
facebook share twittershare

Benzer yazılar

Digg it! Add to del.icio.us Add to Reddit Bookmark to Simpy Add to Yahoo MyWeb2 Add to BlinkBits Blink this Post Add to Blogmarks Bookmark to Co.mments! Add to Connotea Add to Fark Add to Feed Me Links Add to Furl Add to Ma.gnolia Add to Newsvine Add to Netvouz Add to Scuttle Add to Shadows Add to Spurl Add to StumbleUpon Add to Technorati Add to Wists
 

Yorum Yazın

Yorum bölümüne yorum ekle, veya konu sayfası na kendi sitenden. Sen link verebilirsin ayrıca RSS yoluyla bu yorumlara abone olabilirsiniz.

E-posta adresiniz asla paylaşılmaz. Gerekli alanlar işaretlenmiştir *