ÇOCUKLARDA RUHSAL GELİŞİM DÖNEMLERİ VE KISA ÖZELLİKLERİ

1-SÜT ÇOCUĞU DÖNEMİ: (0-12 ay)
İnsan yavrusu uzun bakım gerektiren bir canlıdır. Acıkınca ve sıkıntısı olunca ağlar. (Ağrı, altını kirletme, kucağa alınma isteği gibi) Bu ihtiyaçlar giderilirse bebekte güven duygusu gelişir. Bebeğin yetersiz ve düzensiz doyurulması, çağrılarının sürekli olarak karşılıksız kalması onda güvensizlik duygusunun yerleşmesine yol açar.
Bebek süt çocuğu döneminde çevresini ağzı yardımıyla tanır. Yumuşak ve tatlı nesneleri ağzında tutar. Bebeğin anneyi tanıması üçüncü aya doğru dıştan görünür hale gelir. Altıncı aydan sonra bebek tanımadığı kişilere gitmez olur.
2-ÖZERKLİK (KENDİ KENDİNİ YÖNETME) DÖNEMİ VEYA TUVALET EĞİTİMİ DÖNEMİ (12ay-36ay)
Çocuk yürümeye ve konuşmaya başlamıştır. Çevresini araştırır ve heryeri karıştırır, bulduğunu ağzına götürür, tehlike nedir bilmez, suyla oynar, yemekleri döküp saçmaya bayılır. Her gördüğünü benim benim diye tutturur. İsteklerine karşı çıkılmasına dayanamaz ağlar, kendini yere atıp tepinir. başını duvarlara vurur.
Çocuk bir yandan anneye bağımlıdır, bir yandanda başına buyruk ve dediğim dedik olmak ister. Bu inatçı, olumsuz , haraketli özellikler 3 yaşından sonra azalmaya başlar. 3 yaşından sonra ortaya daha söz dinler, daha toplumsal bir çocuk çıkar.
Oyuncaklarla oynamaktan çok kırıp içine bakmaya meraklıdır. Bu dönemde çocuk yaşıtlarıyla oynamaz. Ses çıkaran oyuncaklar, tahta tokmaklar, çekilen itilen arabalar, plastik bloklar uygun oyuncaklardır. Çocuğun zaman zaman su, çamur ve kille oynamasına izin verilmelidir.
Bu dönemde 12- 15 aylarda tuvalet eğitimine başlanmalıdır. Ancak sabırlı davranılmalı 2 yaşına kadar süre tanınmalıdır. Gece ve gündüz tuvalet eğitimi beraber verilmelidir. Gece anne saat kurup ara ara çocuğu tuvalete götürmelidir. 2-3 yaşından sonra mümkünse odası ayrılmalıdır.

3- OYUN VEYA OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ (3-6yaş)
Özerklik döneminin inatçılığı ve olumsuzluğu gitmiş onun yerini söz dinlerlik almıştır. Konuşkan ve sokulgandır. Devamlı sorar: “anne bu ne?, baba bunun adı ne?,” neden? niçin? sorularının ardı kesilmez. Çocuğun dinlenmesi ve sorularına kısa, net anlayabileceği şekilde cevap verilmesi uygundur.
Kendi başına veya arkadaşlarıyla oynar. Bağımsızlığı artmıştır. Kendi yemeğini yer çişini ve dışkısını haber verir. Masallara öykülere ilgi başlar. Çok canlı bir hayal güçleri vardır. Olmamış şeyleri olmuş gibi anlatırlar. Kız veya erkek olduğunu farkeder.
Bu çağda kız çocukları annelerine, erkek çocukları babalarına benzemeye çalışırlar. Onların eşyalarını kullanır, taklit etmeye çalışırlar. Bu davranışlar normaldir. Erkek çocuk erkek kimliğini babaya benzeyerek, kız çocukta kız kimliğini anneye benzeyerek kazanır.
Yuvaya göndermek için en uygun yaş 4 yaştır.

4-OKUL DÖNEMİ (6-11yaş)
Çocuğun aile yuvasından çıkıp, dış dünyaya açıldığı, toplumsal çevreye iyice karıştığı çağdır. İlkokul yıllarını içine alan bu dönem, ergenliğin ilk belirtilerinin başladığı 12 yaşta son bulur.
Kızlar ve erkekler ayrı olarak kümeleşirler ve oyunlarda buna göre ayrılırlar. Şeker ve cikletlerden çıkan resimleri biriktirme, birbirleriyle alay etme bu yaşta ortaya çıkar. Oyun çağındaki gibi ana babaya çok soru sormazlar.
Bu çağda öğretmen çocuğun gözünde neredeyse ana babanın yerini tutar. Çocuk için öğretmen herşeyi bilen hiç yanılmayan insandır. Anne baba ve öğretmenin davranışları tutarlı, olgun ve dengeli olmalıdır. Çocuklara aşağılayıcı, küçültücü, korkutucu sözlerden ve tutumlardan kaçınılmalıdır. Çocuklar birbirleriyle mukayese edilmemelidir.
5- GENÇLİK DELİKANLILIK DÖNEMİ (12-21 yaş)
Ruhsal alanda önemli değişikliklerin belirdiği, hızlı bir büyüme ve olgunlaşma çağıdır. Bedensel büyüme hızlanmakta, cinsel uyanış başlamakta, ruhsal olgunlaşma ise geride kalmaktadır. Dengesi bulunan genç bu yeni duruma uyum sağlamaya çabalamaktadır.
Bu çağda gençler çabuk sevinir, çabuk üzülürler. Olumsuz davranışların yoğun olduğu bir dönemdir. Süse ve giyime düşkünlük gösterir. Genç odasına kapanır kapısını kilitli tutmak ister. Duvarlara renkli resimler ve sinema oyuncularının resimlerini asar. Kardeşlerini yanına sokmaz, tersleyip uzaklaştırır. Toplumsal olaylara ve politikaya ilgi artar. Ana babasına aykırı gelen düşünceler ileri sürer.

Gençlik çağıda kendi arasında 3 döneme ayrılır:
A- İlk gençlik çağı: (12-15yaş) Olumsuz davranışların yoğun olduğu dönem
B-15-17 yaş arası: Güvensizlik ve çekingenlik belirgindir.
C-17 yaş üzeri: Kendine güven ve gösterişin ağır bastığı asıl delikanlılık dönemidir.
Gençlik döneminde gelişen kasları çalıştırmak, içte biriken ve taşan gücünü boşaltmak için en uygun uğraşlardan biri spordur. Sporun bir alanında sağlayacağı başarı kendine güveni artırır.
Bu çağda ana babasından yeterli destek bulamayan genç, olumsuz arkadaşlıklara yönelir. Ancak ana babanın denetlemesi ve uyarısı gereklidir. En sağlıklı gençler bile ara sıra yoldan çıkma eğilimi gösterebilir. Ana ve babasıyla ilişkileri sağlıklı gelişen bir genç, kendisini bir süre kaptırsa bile geri dönüş yapmasını bilir.
ÇOCUK YETİŞTİRİRKEN YAPILAN YANLIŞLAR
Anne babanın kendi güçsüzlüklerini polis, doktor ve günah ile korkutarak örtmeye çalışması yada rüşvet teklifinde bulunması (“uslu durmazsan doktor iğne yapar”, “seni polise vereceğim”, “bunu yersen sana şunu alcağım”, “ağlamazsan seni şuraya götüreceğim”, “ayıp! erkekler ağlamaz”) sık yapılan hatalar arasındadır.
Çocuğun her istediğini yerine getirmek yanlıştır. Bunun yerine yeni ilgi alanları bularak çocuğu başka bir etkinliğe yönlendirmeli, sakin ve tutarlı davranılmalıdır. Uygunsuz isteğe “hayır” deme ve uygunsuz davranışları sınırlandırma çocuğun kendi öz denetimini oluşturmak için gereklidir.
Çocuğun kişiliğinin temelleri ilk 5-6 yaş içinde atılır.
prof.dr. Atalay Yörükoğlu








